-
1 kucak
объя́тие (с)* * *озвонч. -ğı1) объя́тияkucak açmak — [раду́шно] приня́ть кого
denizin kucağında — в объя́тиях мо́ря
kucağına düşmek — попа́сть / угоди́ть в чьи-л. ла́пы, оказа́ться в сетя́х чего-кого
sefalet kucağına düştü — он очути́лся в тиска́х нужды́
kucakta [olmak] — быть на рука́х ( о грудном ребёнке)
2) оха́пкаkucak kucak — [це́лыми] оха́пками / во́рохами
bir kucak odun — оха́пка дров
bir kucak parlak saç — копна́ блестя́щих воло́с
••- kucaktan kucağa gezmek
- kucağuna oturmak -
2 dolandırıcı
Betrüger(in) m(f), Schwindler(in) m(f)bir \dolandırıcının kucağına düşmek einem Betrüger aufsitzen -
3 kucak
bir dolandırıcının kucağına düşmek einem Betrüger aufsitzenII adj Arm voll -
4 aufsitzen
См. также в других словарях:
kucağına düşmek — düşman, felaket, sefalet vb. kötü şeylerin veya durumların içine düşmek, onlarla karşılaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kucak — is., ğı 1) Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık. S. M. Alus 2) sf. Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan 3) mec. Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç Oralar her… … Çağatay Osmanlı Sözlük